MAVİ GÖZLÜ DEV - this is about poet Nazim Hikmet life after 1941, time he spend in Bursa prison, it is a biografic film directed by Biket Ilhan
şair Nazım Hikmet'in 1941 sonrasında Bursa Cezaevi'nde geçirdiği dönemi anlatan biyografik filmdir. Filmin yönetmenliğini Biket İlhan üstlenmiştir
This is a story of the great Turkish poet Nâzim Hikmet, the poet of struggle and combat, the poet of passion and love. Having adopted revolution as his life philosophy, he reflects his thinking in his art, and is continuously chased by the police as a result. Every move he makes, every word he writes or says is under the close scrutiny of the state.
Nâzım Hikmet ( Ocak 1902 Selanik / Osmanli Imparatorlugu – 3 Haziran 1963 Moskova / SSCB ) şair ve yazardır. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest nazimin ilk uygulayıcısı ve çağdaş siirin en önemli isimlerindendir. Uluslararası une ulasmis edebiyatci olarak dünyada 20. yuzyilin en gözde şairleri arasında gösterilmektedir
Mehmed Nâzım Ran January 1902 ottoman Empire – 3 June 1963 Moscov ), was a poet, playwright, novelist, screenwriter, director, and memoirist. some people desscribed him as a "romantic revolutionary he was repeatedly arrested for his political beliefs and spent much of his life in prison or in exile. His poetry has been translated into more than 50 languages.
this documentary film is about Novelist Yasar Kemal directed - produced by Aydin Orak
Kemal Sadık Gökçeli veya bilinen adıyla Yaşar Kemal (6 Ekim 1923, Hemite / Osmaniye – 28 Şubat 2015, Istanbul ), Kurd asıllı roman ve hikaye yazarı, sair ve bir eylemcidir. Edebiyatin en önde gelen yazarlarından biri olarak kabul edilen Yaşar Kemal, yaşamı boyunca pek çok ödül almış ve Nobel Edebiyet odulu ne aday gösterilmiştir.
En cok bilinen eseri, yaklaşık 32 yılda tamamladığı " ince memed " roman serisidir.
Yaşar Kemal ( Kemal Sadık Gökçeli ) October 1923 – 28 February 2015) was a writer and human rights activist of Kurdish origin and one of Turkey's leading authors. He received 38 awards during his lifetime and had been a candidate for the Nobel price in Literature on the strength of Ince Memed ( novel )
Yasar Kemal was an outspoken intellectual, he often did not hesitate to speak about sensitive issues, especially those concerning the oppression of the Kurdish people. He was put in prison in 1995 under anti-terror laws for an article he wrote for Der Spiegel highlighting the Turkish army's destruction of Kurdish villages. He was released but later received a suspended 20-month jail sentence for another article he wrote criticising racism especially against Kurdish people
Fransa´da yaşayan İran asıllı oyuncu Sara´nın, beklenmedik bir anda babasından aldığı bir mektupla ülkesine dönmesi gerekir. Oynadığı bazı açık sahneler nedeniyle ülkeye girişi rejim tarafından yasaklanan Sara, İran´a Türkiye üzerinden illegal yollardan gitmeye karar verir. Türkiye´de turizm rehberi Yılmaz´dan yardım alan Sara, zor ve uzun bir yolculuk sonunda Hakkari´ye varır. Burada Yılmaz´ın arkadaşı Mehmet Selim de aralarına katılır, ancak yolculuk beklediklerinden daha zahmetli ve tehlikelidir. Hem İran hem de Türk askerleri tarafından yakalanma korkusuyla tedirgin ve sabır dolu bu yolculuk sonunda, Sara hiç beklemediği durumlarla karşılaşır.
SYNOPSIS
Sara, who left her own country Iran without permission of her parents when she was a teenager, is an actress in Pris, France. She recieves a letter from Iran aand she wants to go to her village. The best way to do this is to pass Turkish border (illegally) which is full of danger.
directed by Tayfur Aydin
LAL GECE
Henüz ergenliğe girmiş küçük bir kız olan "gelin", uzun yıllar hapis yattıktan sonra memleketi olan köyüne geri dönen ve kendisinden 50 küsur yaş büyük "damada" sorgusuz sualsiz verilir. Başta korkar, ağlar; hatta direnir; başına ne geleceğinden hem habersiz hem de yarım yamalak kulaktan dolma laflar donanmıştır. Gerdek odasında tüm korkusuyla oturan gelin, dedesi yaşındaki damadın odaya adım atmasıyla gerçeklerle yüzleşmeye başlayacaktır
Eons of ritual, rigidity and inflexibility are played out in one room in this cloying and frequently unsettling tale, in which youth vies with age to outmanoeuvre the demands of societal mores.
Fresh out of prison, a middle-aged murderer (Ilyas Salman) finds himself with his new teenage bride (Dilan Aksüt). They have never previously met, and she is frightened of the hours to come and the consummation that will follow. Thus the moment is constantly avoided by conversation, stories and desperate little games.
directed by Resi Celik
Eons of ritual, rigidity and inflexibility are played out in one room in this cloying and frequently unsettling tale, in which youth vies with age to outmanoeuvre the demands of societal mores.
Fresh out of prison, a middle-aged murderer (Ilyas Salman) finds himself with his new teenage bride (Dilan Aksüt). They have never previously met, and she is frightened of the hours to come and the consummation that will follow. Thus the moment is constantly avoided by conversation, stories and desperate little games.
AH YALAN DÜNYADA - NEŞET ERTAŞ Hayattayken, UNESCO tarafından “yaşayan insan hazinesi” ilan edilen, Türk Halk Müziği’nin ve Orta Anadolu Türkmen Abdal Müzik geleneğinin en büyük ozanlarından Neşet Ertaş’ın az bilinen Almanya’daki gurbetlik yıllarından başlayarak, Türkiye’ye döndüğü iki binli yıllardan ölümüne kadar geçen süre içerisinde yaşadıklarını hem kendi hem de olayların tanıklarının anlatımıyla ekrana getiren belgesel, Neşet Ertaş’ın hayatını sıcak, samimi, tevazu sahibi, bilge bir ozana yaraşır bir şekilde belgeliyor. Sazıyla, sesiyle, şiir ve besteleriyle Türk Halk Müziği ve Türk Halk Edebiyatına silinmez bir damga vuran Neşet Ertaş, 74 yıllık ömrünü tamamladığında bir “halk kahramanı” gibi yüzbinlerce insanın gözyaşlarıyla uğurlandı. Ne can yakmış, ne de gönül kırmıştı. Garip gelmiş, garip gitmiş, geride yüzbinlerce insanın hayatına katık ettiği birbirinden güzel besteler, hayata ve insana dair bilgece sözler ve herkesin hayran olduğu engin bir tevazu bırakmıştı. İlk defa belgeselde duyacağınız anılarla bazen üzülecek, bazen sevinecek, bazen kahkalarla gülüp bazen de gözyaşı dökecek ve irfan sahibi bilge bir ozanla tanışacaksınız.
This is documentary film of his life, based on his poet - song " ah yalan dunya " it means " ooh fake world " this film shows Abdal music.
Nesat Ertas was considerea as one of " humanity's living treasure / the treasure of human civilisations "
directed by Atalay Tasdiken
Neşet Ertaş (1938 cicek dagi Kirsehir - 25 Eylül 2012 Izmir ), Halk Ozani - Abdallik kültürünün ve müzik geleneğinin son büyük temsilcisidir. "Bozkırın Tezenesi" olarak da tanınır.
1950'li yıllardan itibaren yaptığı plâklarla, babası Muharrem Ertaş’tan öğrendiği türkü ve bozlaklarin yanı sıra Orta Anadolu türkülerini, oyun havalarını kayıt altına aldı. 1960'lı yıllardan itibaren kendi yazdığı şiirleri havalandırıp seslendirdi. "Garip" mahlasını kullandı. 1970'li yıllardan itibaren türküleri dönemin pek çok sanatçısı tarafından yorumlandı. 2009 yılında UNESCO 'nun Yaşayan İnsan Hazinesi envanterine girmeye değer görüldü.
Neşet Ertaş (1938 – 25 September 2012) was a folk music singer, lyricist modern ashik and virtuoso of the traditional Turkish instrument the baglama music instrument. His profession in Turkish is known as halk ozanı, which literally means "folk bard".
Yasar Kemal gave Ertaş his nickname, "Bozkırın Tezenesi" (literally: "Plectrum of the Steppe"), writing it in a book he gave him as a gift.
kaf kaf is a documentary film about earthquake in Varto / Turkey, it tells the story - reality of life in case of earthquake.
KAF KAF
Varto’dayız. 1966 yılının 19 Ağustos sabahı kadim
toprakların huzur veren sessizliği 30 saniyeliğine
bozulur. On yıllar boyunca birçok insanın kaderini
değiştirecek bir 30 saniyedir bu. Köy halkı henüz bir
bilinmezlik olan depremden çığlıklar eşliğinde
kaçmaktadır. Köylünün dilinden kaçma esnasında “Kaf
Kaf” kelimesi arka arkaya sıralanmaktadır.
İnsanı sağır eden toprağın sesine çığlıklar
karışmaktadır. Yıkılan evler, toprağa gömülen
bedenler, yılan istilası, arı saldırısı, susuzluk ve
büyük bir acı.
Varto yıkılmıştır...
Yeni doğan bir gün, bir ay, bir sene derken Varto’dan
kalanlar için trajik öykü yolculuğu devam eder..
Varto’nun kalanları yurdun ve dünyanın dört bir
yanına göç etmektedirler..
Varto bilinmezliğini dünya basınında bu korkunç olay
ile bozar.
1966 Varto Depremi’ni bizzat yaşamış ve trajik izlerini hayat boyu taşıyan karakterlerin yolculuğuna ve coğrafyanın kaderine tanık olmayı amaçlıyor.
this is a documentary film about earthquake in Varto / Turkey ( year 1966 ).
london movie festival
Copyright © 2024 london movie festival - All Rights Reserved.
Powered by GoDaddy